Saç Ekimi
Yetişkin bir insanın saçlı derisinde ortalama 100.000 ile 150.000 arası saç kökü bulunur. Günde 100 ile 200 tel arası saç kopması normal bir durumdur. Bu sayıdan daha fazla saç kökü kopuyorsa kişide saç dökülmesi var demektir. Saç dökülmesi hormonal, genetik ve yaşlanmaya bağlı olarak, hem erkek hem de kadınlarda sıklıkla görülen bir rahatsızlıktır. Saç dökülmesi kişilerde yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürmekte ve psikolojik olarak negatif yönde sonuçlar doğurmaktadır. Son dönemlerde saç ekiminde kullanılan yöntemlerin gelişmesi ile birlikte tatmin edici sonuçlar alınmakta, kişinin doğal görünümü korunabilmektedir. Saç kaybına uğramış kişilere yeni saçları doğal ve kalıcı olarak kazandırmanın en önemli yolu saç ekimidir. Saç ekimi işlemi, dünya genelinde yaklaşık 20 yıldır saç kaybı yaşanmış bölgeleri yeniden saçlandırmak için uygulanan başarılı bir cerrahi yöntemidir.

Saç Ekim Yöntemleri
Saç ekimi işlemlerinde; iz bırakmayan FUE ya da ensede hafif bir iz bırakabilen FUT yöntemleri başarıyla uygulanmaktadır. FUE yönteminde saç kökleri tek tek alınarak eksik olan bölgelere ekilirken, FUT yönteminde enseden birden fazla saç kökü içeren bir deri hattı çıkarılmaktadır. Saç ekim operasyonlarında sonra yara izi kalmasına neden olduğu için FUT tekniği pek tercih edilmez. FUE ve DHI saç ekim yöntemleri, FUT’a göre çok daha gelişmiş metodlardır.
Dünya genelinde saç ekim işlemleri arasında en çok tercih edilen ve bilinen yöntem FUE (Foliküler Ünite Ekstraksiyonu) tekniğidir. FUE prosedürü saçların kesilmesi ile başlar. Donör alana lokal anestezi uygulandıktan sonra mikro motor aracılığı gevşetilen saç kökleri, penset ile yerlerinden çıkarılır. Alınan saç kökleri soğuk izotonik ya da Hiposol adı verilen sıvılarda bekletilerek saç köklerinin vücut dışında ortalama 6 saat boyunca canlı kalması sağlanır. Saç köklerini toplama işlemi bittiğinde hastanın ekim yapılacak bölgesi lokal anestezi ile uyuşturulur. Safir uçlarla saç köklerinin yerleştirileceği kanallar açılarak kökler yeni yerlerine nakledilir. Ekim işlemi de tamamlandıktan sonra donör bölge pansuman yapılarak kapatılır. FUE saç ekimi ortalama olarak 6-8 saat süren ve maksimum kök ekimine imkân tanıyan bir tekniktir. Hasta operasyon süresince lokal anestezi etkisi altında olduğu için herhangi bir acı hissetmez.
DHI saç ekimi tekniği, saç tıraşı gerektirmediğinden diğer işlemler arasında kadınların ilk tercihi olmaktadır. DHI saç ekimi; donör bölgeden seçilerek toplanan kaliteli saç köklerinin, özel kalemler yardımıyla ekim alanına yerleştirildiği bir uygulamadır. DHI yönteminde greftlerin yerleştirilmesine yardımcı olan, kalemi andıran medikal aparat; kanal açma ve kök yerleştirme işlemlerini aynı anda yapabildiğinden, köklerin daha kısa sürede ekilmesini sağlar. Lokal anestezi ile gerçekleştirilen DHI prosedürü, saç köklerinin özel bir cihaz yardımı ile gevşetilerek tek tek toplanmasıyla başlar. Toplanırken üzerlerinde bir parça doku da bulunan greftler, ayrıştırma işlemine tabi tutulduktan sonra özel medikal kalem yardımıyla nakil alanına yerleştirilir.
Saç telinin rengi, sertliği, şekli ve kalınlığı gibi faktörler minimal düzeyde de olsa yapılacak işlemin sonucunu etkilemektedir. Hangi yöntemin tercih edileceğine, saç ve kafa derisi analizi sonrasında kişinin de öncelikleri göz önünde bulundurularak karar verilmelidir.
Sıkça Sorulan Sorular
Saç dökülmesinin birden fazla nedeni olabilir veya tek bir nedene bağlı olarak dökülme gerçekleşebilir. Nedenleri sıralayacak olursak,
• Hormonal kaynaklı,
• Besinsel kaynaklı,
• Kimyasal kaynaklı,
• Kalıtımsal,
• İlaç kullanımının yan etkisi olarak,
• Stres,
• Saç derisinde meydana gelen çeşitli hastalıklar
nedeniyle saç dökülmesi görülebilmektedir. Saç dökülmesi, erkek ve kadınlarda farklı nedenlerle gelişir. Ekim gerektirecek şekilde sonuçlanan dökülmelerin nedenlerinin başında çoğu zaman genetik nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenlerin sebep olduğu saç dökülmeleri “erkek tipi saç dökülmesi” (androgenetik alopesi) olarak sınıflandırılır. Erkeklerde bulunan DHT fazla salgılandığında saç köklerinin beslenmesini engeller. Beslenemeyen kökler zamanla zayıflayarak yeni saç telleri üretemeyecek kadar zarar görür. Bu durum da saç kaybı ile sonuçlanmaktadır.
Erkek tipi saç dökülmesi (androgenetik alopesi), yapılan araştırmalarla erkek tipi saç dökülmesine sahip kişiler, öncelikle dökülmeden daha ziyade saçlarının güçsüzleştiğini ve inceldiğini belirtmişlerdir. Bu aslında kafanın tepe noktasına denk gelen bölümde hafif seyrekleşme ile beraber başlayan ve yıllar içinde oluşan bir dökülmedir. Erkek tipi saç dökülmesi normal saç döngüsünün dışında bir durumdur. Erkek tipi saç dökülmesi 25 yaşına kadar erkeklerin % 25‘ini, 40 yaşına kadar % 40’ını, 50 yaşına kadar % 50’sini etkileyen ve erkeklerde en sık rastlanan saç dökülmesi tipidir. Erkek tipi saç dökülmesi genellikle kalıtımsaldır ve birçok erkek için gerçek bir endişe kaynağıdır. Kişi genetik olarak saç kaybetmeye programlandıysa uzun dönemde saçını koruma şansı çok azdır.
Öncelikle saç dökülmesine sahip olan kişilerin, tedavisi başarılı olmasının birinci şartı saç dökülmesinin nedeninin bulunması akabinde doğru tanının konulmasıdır. Bu teşhisler konulduktan sonra tedavi süreci başlatılır. Bu süreç içerisinde kişinin saç derisine zarar verebilecek kimyasal maddelerden ve saç bakım ürünlerinden uzak durması gerekir. Protein kaynaklı beslenme programı ile beslenmeleri gerekir.
Saç dökülmesini önleyecek tedavi yöntemlerine baktığımız zaman ilk yöntem olarak çoğu doktorun önerdiği ilaç tedavisi olmaktadır. Saç dökülmesine karşın üretilmiş özel bileşenli FDA onaylı ilaçlar doktor kontrolünde kullanılmasında sakınca bulunmamaktadır.
SAÇ MEZOTERAPİSİ, saçın ihtiyaç duyduğu vitamin, mineral, keratolitik bazı ajanlar, aminoasitler ve yüzey genişleticilerin saçlı derinin iç katmanlarına mikro iğnelerle enjekte edilmesi işlemidir. Uygulanan ilaçlar ve yapılan iğneler nedeniyle bölgede bir irritasyon oluşur. Bu durum burada kan birikmesine, daha önceden birikmiş kanın dışarı atılmasına, biriken kanın içine nüfuz eden ilaçların da bütün saçlı deriyi dolaşmasına sebebiyet verir. Böylece saç telleri köklerinden beslenmiş ve enerji almış olurlar. Saç mezoterapisi doktorunuzun önerdiği sıklıkta yapılırsa bir süre sonra orada küçük kan damarları oluşur ve bu da beslenmeyi “sürekli” hale getirmiş olur. Yani saç mezoterapisi, temelde saç köklerine ihtiyaç duyduklarını verirken, bir yandan da o bölgenin kan damarlarını ve damarların kan tutma becerilerini arttırır. Mezoterapi esnasında herhangi bir ağrı görülmediği gibi hem erkeklere hem de kadınlara uygulanabilmektedir.
SAÇ EKİMİ tedavisi ise, son dönemlerin oldukça popüler bir tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkıyor. Saç ekim merkezinde yapılan tedavi süreci ile saçınızda kellik veya dökülme oluşan yerlere enjekte ettirdiğiniz saç kıl kökleri ile yeni saçlara sahip olabilirsiniz.
Saç ekimi, saç dökülmelerine dirençli olan saçlı derinin enseye yakın olan alanından alınan saç köklerinin, saçların döküldüğü bölgeye taşınmasıdır.
Alınan bu saç köklerine greft denilmektedir. Erkeklerde ensedeki saç kökleri DHT hormonuna karşı duyarsız olduklarından daha az dökülürler.
Saç transplantasyonunda, 1-4 saç hücresini barındıran saç köklerinin nakli, doktor liderliğinde tecrübeli bir ekip tarafından yapılması gerekmektedir.
Uygulama, saç kaybının miktarına bağlı olarak bir kaç saatten 6-8 saate kadar değişen süreçlerde gerçekleşmektedir. Saçsız alan çok büyük ise tedavinin tamamlanması için bir kaç seans gerekebilir. Genellikle müdahale sedasyonla lokal anestezi altında yapılmaktadır. Saç ekiminden sonra baş kısmına özel bir bandaj uygulanmakta ve kişi 1-2 saat sonra taburcu edilmektedir. Genellikle 3 günlük ev istirahatı sonrası baş kapalı olacak şekilde iş hayatına dönülebilmektedir.
Günümüzde 50 yaş üzeri erkeklerin neredeyse yüzde 50’si saç dökülme sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır. Dolayısıyla saç ekimi erkekler için en çok uygulanan kozmetik cerrahi yöntemi olmakla beraber, saç kaybı sadece erkeklere özgü bir durum değildir. Birçok kadın da saç kaybı ya da seyrekleşme sorunu yaşayabilmektedir. Ayrıca sadece kafa derisi değil kaş, bıyık ya da sakal gibi vücutta kıl olan diğer bölgelerdeki kayıplarda da kıl folikülü ekim yöntemi başarılı bir şekilde uygulanabilmekte ve başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
Saç ekimi tıbbi bir işlem olup, risklerinin en aza indirilmesi için, bu konuda yetkin bir doktor liderliğindeki tecrübeli ekip tarafından ve hastane ortamında yapılması gerekmektedir. Operasyonda saç ekiminin başarılı olabilmesi için ekilen saç köklerinin yerleştirildikleri bölgede hızlı bir şekilde kanlanması yani beslenmesi gerekmektedir. Doğru bir teknik uygulandığı takdirde saç ekiminin başarı oranı oldukça yüksektir. Doğal bir görünüm için saçların ekilecek bölgelere doğru açıyla ve doğru yoğunlukta ekilmesi önem taşımaktadır.
1.Gün
Saç transplantasyonu yapıldıktan sonra pansuman yapılıp tekrar ertesi gün görüşülmek üzere saç ekimi yaptıran kişi uğurlanır.
Ekimden 24 Saat Sonra
Saç ekimi sonrası başlayan sürecin ilk gününde yani ameliyat olduktan sonraki gün, kliniğimize gelerek, saçınızdan kıl kökü alınan bölgede ve saç ekilen bölgede oluşan küçük kabuklanmalar için yıkama ve pansuman işlemi yapılır ve hastamıza saç bakımı hakkında yapması gerekenler anlatılır.
İlk 15-20 Gün
Saç ekimi sonrası gün ise biraz daha pratik aşaması olan bir bölümdür. Saç ektiren kişiyi bekleyen 15-20 günlük bir süreç vardır. Ertesi gün olarak dediğimiz süreç içerisinde kişilerin baş bölgesinde saç ekilmiş olan bölge ile kıl kökünün alındığı bölgeler kontrol edilip dikkatlice yıkanmaya başlanır. Yıkanma teknikleri ve yöntemleri kişiye anlatılarak 15 gün boyunca bu öğretilen tekniği kullanarak kişinin başını yıkaması istenir. 15 gün boyunca yıkama işlemini gerçekleştirerek kafa bölgesinde oluşan kabukların dökülmesi sağlar.
15. Gün Sonrası
Kabukların dökülmesi aşamasından sonra, dokuların uyuşma süreci ile kıl kök hücrelerinde dizin oluşturma aşaması gelir. Bu aşama içerisinde üç ihtimalli bir durum söz konusudur. 15. gün itibari ile başlayan süreçte 2 aya kadar varan zaman aralığında saçlarınızın tamamı dökülebilir, bir kaç tel dökülebilir ya da hiç saç dökülmeyebilir. Bu tür durumlarda endişelenmenize gerek yoktur. Zaten saç ekimi sonrası olması beklenen bir durumdur. Dökülen saçlar 3-4 ay sonra tekrar çıkacaktır. Fakat kişinin ekim yapılan bölgesindeki orijinal saçları zaman içerisinde dökülmeye devam edebilir ve saç yoğunluğunun azalmasında bağlı olarak sonraki dönemlerde yeni bir saç ekimi yapılması planlanabilir. Transplantasyon sonrası başarılı bir sonuç elde etmek için önemli olan, saç bakımı ve saçların besin ihtiyacı konusunda verilen önerilere ve saç ekim sonrası verilen özel diyet programına uyulmasıdır. Kişiler saç ekimi sonrasındaki süreçte, darbeden, güneş ışınlarından, aşırı sıcaktan ve soğuktan kaçınmaları gerektiğini, beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini unutmamalıdır.
Saç ekim işleminizi yaptıktan sonra saç ekimi sonuçları alacağınız süreç ortalama 6 ay ile 12 ay arasında değişmektedir. Ekim işleminin yapıldığı ilk hafta itibari ile uzman hekimimizin size verdiği önerilere kesinlikle uymanız gerekir.
İlk hafta;
İlk bir haftalık süreçte ekim yapılan yerde kırmızı noktacıklı izler görünür. Bu durum moralinizi bozmamalı. Çünkü kısa süren ve kolayca etkilerinin geçtiği bir süreçtir.
İlk 3 Ay;
Saç ekimi yapıldıktan sonra ortalama olarak ilk 3 ay sonuç olarak pek bir şey fark edilmemektedir. 3 aydan sonra yavaşta olsa saç olmayan bölgede kıl foliküllerinin büyüdüğünü görülür. Ekilen saç köküne göre bu durum değişse de görülen uzama miktarı yeterli bir seviyede değildir.
6.Ay’dan Sonra;
Saç ekimi tedavisi uygulandığına dair işaretlerin ortadan kalkması, 6. aydan itibaren başlar. Kişisel ve çevresel faktörlere göre değişebilse de, saç genellikle 7. ya da 8. ayda istenilen doğal görünümünü alır fakat bazı kişilerde bu süre 12. aya kadar uzayabilmektedir.
Saç ekim uzmanlarımızca verilen tavsiyelere uyulduğu takdirde, 12 aylık sürecin sonunda kişinin doğal saçlarına kavuşması güz güldürücü niteliktedir.
İlk haftalarda güneş ışığından ve darbelerden uzak kalmak, anlatılan ve belirtilen gün içerisinde saç ekimi yöntemini bozmayacak şekilde yıkanmak, 1 ve 3. Ayların arasında saç kıl köklerinin dökülmesi ile beraber sonrasında çıkacak saç kıl köklerine saç mezoterapisi uygulamak gibi bazı ince ayrıntılar saç ekimi sonuçları konusunda oldukça oldukça yüksek başarı elde edimesini sağlar.
Her tıbbi uygulamada olduğu gibi saç ekimi de uygun koşullarda yapılmadığında sağlığımızı ilgilendiren bazı riskler taşıyabilir. Saç ekimi uzun süren bir uygulamadır ve saç dökülmesinin derecesine bağlı olarak birkaç yıllık süreçte tekrar ekim gerekebilir. Çok nadir de olsa ekim sonrası istenilen sonucun alınamaması, enfeksiyon ve belirgin yara izi gibi komplikasyonlar görülebilmektedir. Saç ekimi sonrası ağrı kesicilerle kontrol edilebilen ağrı, rahatsızlık hissi, bir miktar morarma ve şişme izlenebilir. Saç alınan ve ekilen bölgelerde birkaç ay içerisinde kendiliğinden düzelen hissizlik oluşabilir. Sağlığımızı ilgilendiren bu riskleri minimumda tutmak için hastane şartlarında saç ekiminde yetkin bir doktor liderliğinde tecrübeli ekiplere bu uygulamayı yaptırmayı unutmamalıyız.
Saç dökülmesinde uygulanan saç ekim tekniklerinin, etkin ve güvenli bir şekilde uygulanmasına olanak sağlayan hastane ortamında ve saç ekim operasyonunu doğru ve güncel bir teknikle yapacak deneyimli bir doktor ve ekip ile yapılması son derece önemli bir noktadır. UNUTMAYIN! Dikkat çekici bir görünüm her şeyden önce sağlıklı olmayı gerektirir.